Rize’nin Kendirli Köyünde Mısır Ekmekleri, Muhlama ve Kara Lahanalar: Bir Lezzet Efsanesi

Paylaşın

Bir zamanlar, Rize’nin Kendirli köyünde yaşayan bir çocuk vardı. Adı Ali’ydi ve yaramazlıklarıyla ünlüydü. Ali, köyde çay bahçelerinde çalışır, mandalina ve hamsi toplardı. Ama asıl tutkusu, annesinin mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği yapmasıydı. Ali, her gün okuldan sonra eve döndüğünde, annesi onu bu lezzetli yemeklerle karşılar ve mutlu olurdu.

Bir gün, Ali, köyde dolaşırken bir ağaca tırmandı ve orada oturarak etrafı seyretmeye başladı. Gözleri çay bahçelerindeki işçileri gördü ve onların yorucu çalışmalarını izledi. Ali, onlara yardım etmek istediğini düşündü ve aşağı indi. Çay bahçelerine gidip işçilerle konuştu ve onlara yardım etmek istediğini söyledi.

Ali, işçilerle birlikte çalışmaya başladı ve çok zorlandı. Ancak zamanla, çalışmalarının meyvelerini almaya başladılar. Bir gün, çay bahçelerindeki işçiler, Ali’ye bir ödül vermek istediler. “Sen bizim için çok çalıştın ve her zaman yanımızda oldun” dediler. “Bizim için yemek pişirip bizi şımartmak istemez misin?”

Ali, bu fikre çok sevindi ve kabul etti. Ancak annesi, köyde bulunan tüm malzemeleri kullanarak lezzetli bir yemek hazırlamak istedi. Mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği için gerekli olan malzemeleri topladılar ve hazırlıklara başladılar. Ali de yardım etti ve elinden geldiğince çalıştı.

Yemek hazır olduğunda, Ali ve işçiler, köy meydanında toplandılar ve yemeklerin tadını çıkardılar. Herkes, yemeklerin ne kadar lezzetli olduğunu söyledi ve Ali’nin annesi gururla gülümsedi. Bu yemekler, köyde efsane haline geldi ve Ali, artık köyde ünlü bir isimdi.

Yıllar sonra, Ali büyüdü ve köyden ayrıldı. Ancak mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği, hayatı boyunca favori yemekleri olarak kaldı. Her zaman bu lezzetleri özledi ve bir gün, Rize’ye geri döndü. Kendirli köyüne geldiğinde, yemeklerin hala aynı tadında olduğunu fark etti.

Ali, tekrar köyde olmanın sevinciyle ailesine ve eski arkadaşlarına sarıldı. Sonra, annesiyle mutfakta birlikte yemekler hazırlamaya başladılar. Ali, yemeklerin hala aynı lezzette olduğunu fark etti ve bu onu çok mutlu etti.

Bir akşam, Ali köy meydanına gitti ve genç köylülerin toplandığı bir grup gördü. Onlarla tanıştı ve eski zamanları hatırladılar. Ali, gençlere mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği hikayesini anlattı. Onlar da yemekleri tatmak istediler ve Ali, hemen annesiyle birlikte yemek hazırlamaya başladı.

Yemek hazır olduğunda, köy meydanında toplandılar ve yemeklerin tadını çıkardılar. Gençler, yemeklerin ne kadar lezzetli olduğunu söylediler ve Ali’nin annesi gururla gülümsedi. Ali, köyde geçirdiği bu güzel günü asla unutamayacağını düşündü ve mutlu bir şekilde eve döndü.

Ertesi gün, Ali köyden ayrılmak zorunda kaldı. Ancak o günden sonra, her zaman Kendirli köyüne dönmeyi ve mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği yemeyi hayal etti. Ali, bir gün geri döneceğine söz verdi ve köyden ayrıldı.

Köydeki gençler, Ali’nin hikayesini birbirlerine anlatarak, mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği yemeyi istediler. Yemekler, köyün sembolü haline geldi ve herkes, Ali’nin hikayesini bir kez daha anlatarak, yemeklerin lezzetini hatırladı.

Ve böylece, Rize’nin Kendirli köyünde, Ali’nin hikayesi ve mısır ekmeği, muhlama ve kara lahana yemeği efsanesi, nesilden nesile aktarılmaya devam etti.

Benzer Yazılar

Son Yazılar