Klavuz kelimesi, bir yeri veya bir işi tanıtma, açıklama, yönlendirme veya rehberlik etme anlamlarına gelir. Özellikle yolculuklar sırasında, yön bulma konusunda yardımcı olmak amacıyla kullanılan bir terimdir.
Klavuz ile ilgili Örnek cümleler:
- Yolculuk öncesi bir klavuz hazırlayarak gideceğimiz yerle ilgili bilgi toplamalıyız.
- Tur rehberimiz, bize tarihi yerler hakkında klavuzluk etti.
- Yeni öğrencilere okulu gezdirmek için, okulun müdürü klavuzluk yapacak.
- Harita ve klavuz olmadan, yabancı bir şehirde kaybolmak kolaydır.
- Kaptan, fırtınalı havada gemiyi limana doğru klavuzladı.
- Bu yamaç paraşütü ekipmanları konusunda bir klavuz sağlayacaktır.
- Kanyon turu için gerekli klavuz ekipmanları hazırlanmıştı.
- Şehir turuna çıkmadan önce, bir klavuz kitapçık almak faydalı olabilir.
- Yolunun kaybolduğu dağda, yerel bir avcı klavuzluk yaparak güvenli şekilde aşmamızı sağladı.
- Yeni başlayan öğrencilere okul kütüphanesinde bir klavuz verildi.
- Yapacağımız doğa yürüyüşünde, bir dağ rehberi bize klavuzluk yapacak.
- Kanyonu keşfetmek için, yerel bir rehber bize klavuzluk yapacaktı.
- Gideceğimiz yerde dil bilmeyen birisiyle karşılaşacak olursak, klavuzluk yapmakta zorlanabiliriz.
- Müzede gezerken, bir klavuz sesli rehber kullanarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
- Bölgede meydana gelen afet sonrasında, kurtarma ekipleri kaybolan insanları arama çalışmalarına klavuzluk yaptı.
- Gezimiz boyunca rehberimiz, bize şehirdeki mekanlarda klavuzluk yaptı.
- GPS cihazı, yön bulma konusunda harita ve klavuz ihtiyacını ortadan kaldırdı.
- Şehirdeki tarihi yapıları keşfetmek için, bir turist rehberi klavuzluk yapabilir.
- Kamp yapacağımız alanın haritasını ve klavuzunu önceden incelemeliyiz.
- Turistler, Eiffel Kulesi’ni gezerken, kule rehberi klavuzluk yapıyor.
Eş anlamlılar: rehber, yönlendirici, liderlik eden
Eş anlamlısı: rehber, yol gösterici, yönlendirici, kılavuzluk eden
Kökeni: Arapça “kelime kökü olan “kalvus” (yönlendiren, rehber, kılavuz) kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Kelime karşıtı/zıt anlamı: Yolunu kaybetmek, yönsüz kalmak, rehbersiz olmak
İngilizcesi: guide, guidebook
Örnek cümleler devamı:
- Dağcılar rotalarını belirlemek için bir klavuz tuttular.
- Müze ziyaretçilerine klavuz eşliğinde tarihçi rehberlik yaptı.
- Haritada yolumu bulamadım, bir klavuz arıyorum.
- Yabancı turistlere kılavuzluk yapmak isteyenler bir eğitim programına katılmalıdır.
- Okula yeni başlayan öğrenciler için bir klavuz hazırlandı.
- Yolda kaybolmamak için bir klavuz almayı düşünüyorum.
- İşe yeni başlayan çalışanlar için şirket politikaları hakkında bir klavuz hazırlandı.
- Yeni şehre taşındığımda bir klavuz kitap satın aldım.
- Müşterilerimiz için bir kılavuz hazırlayarak işimizi daha kolay hale getirdik.
- Tatilimiz boyunca bir klavuz tutarak yerel lezzetleri keşfettik.
- Ulusal Park’ta gezi yaparken bir klavuz kiralamak iyi bir fikir olabilir.
- Gereksiz harcamalardan kaçınmak için seyahat klavuzlarına göz atmanızı öneririz.
- Kamp yapmak için doğru ekipmana sahip olmak önemlidir, bu konuda bir klavuz kitap size yardımcı olabilir.
- Yeni bir şehirde otel aramakta zorlanıyorsanız, seyahat rehberleri size fikir verebilir.
- İşletme sahipleri, ürünlerinin tanıtımı için bir klavuz kitap hazırlayabilirler.
- Kütüphanede aradığım kitabı bulmak için bir klavuz kitaba başvurdum.
- İş arayanlar için bir iş başvuru klavuzu hazırlanabilir.
- Öğrenciler sınavlara hazırlanmak için bir klavuz kitap kullanabilirler.
- Yeni bir dil öğrenirken kılavuz öğreticiler faydalı olabilir.
- Tarihle ilgilenenler için bir tur rehberi yerine tarih klavuzları daha ayrıntılı bilgi sağlayabilir.